VERGİ İNCELEME VEYA VERGİ TEKNİĞİ RAPORLARININ İHBARNAMEYE EKLENMEMESİNİN TARHİYATA ETKİSİ
Dr. İsmail PAMUK-Yeminli Mali Müşavir
Yayın Tarihi: Mayıs 2020
Vergi inceleme ve özellikle vergi tekniği raporlarının ihbarname ekinde mükellefe tebliğ edilmemiş olmasının tarhiyata etkisi, hem literatürde hem de yargı kararlarında, öteden beri tartışma konusudur. Bu tür raporların ihbarname ekinde tebliğ edilmemiş olmasının yapılan tarhiyatı hükümsüz kılacağını savunan görüş; bahse konu durumun, davacının hak arama özgürlüğü ile bağdaşmadığı, savunma hakkını kısıtladığı ve esasa etkili bir şekil hatası oluşturduğu gerekçelerine dayanmaktadır.
Karşı görüşte ise söz konusu raporların ihbarname ekinde tebliğ edilmemesi tarhiyat işlemini hükümsüz kılmaz. Çünkü ana kural vergi inceleme/vergi tekniği raporunun ihbarname ekinde tebliğ edilmesi olmakla birlikte, aksi durumlarda, mahkeme tarafından ara kararla istenmesi ya da resen idarece dava dosyasına sunulması üzerine, davacıya, anılan rapor tebliğ edilerek, haklılığını ortaya koymaya yönelik delillerini ileri sürmesine imkan verilmek suretiyle, bu eksikliğin yargılama aşamasında mahkeme tarafından giderilmesi mümkündür. Diğer yandan Vergi Usul Kanununun “Hatalı tebliğler” başlıklı 108. maddesinde ihbarnameyi hükümsüz kılan haller sınırlı olarak sayılmış olup, bu haller arasında mükellef hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunun ve/veya vergi tekniği raporunun ihbarname ekinde tebliğ edilmemesi durumu bulunmamaktadır.
Konu hakkındaki görüşlerin dayanakları, özetle, yukarıda belirtildiği gibidir. Son dönemlerde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu tarafından konuya ilişkin verilmiş üç karar bulunmaktadır. Bu kararlar, vergi inceleme/vergi tekniği raporunun ihbarname ekinde tebliğ edilmemesi tarhiyat işlemini hükümsüz kılmayacağı yönündedir. Söz konusu üç karara ilişkin açıklamalar şu şekildedir.
1-Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 03/07/2019 tarih ve E:2019/559, K:2019/437 sayılı kararı:
Yerel mahkeme, tarhiyatın dayanağı vergi inceleme raporunun ihbarname ekinde tebliğ edilmemesinin esasa etkili bir şekil hatası olduğu ve davacının hak arama özgürlüğü ile bağdaşmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.
Söz konusu karar, davalı idare tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 11/09/2018 tarih ve E:2014/3248, K:2018/7360 sayılı kararında; dava konusu cezalı vergilere ilişkin ihbarnamelerin tebellüğünden itibaren dava açma süresi içinde vergi mahkemesinde vergilendirme işlemine karşı dava açılıp uyuşmazlık yargı merciine taşınarak idarenin tüm iddia ve işlemlerine karşı itiraz etme imkanının elde edildiği ve savunma ekinde vergi inceleme raporunun dosyaya sunulduğunun görüldüğü ve bu durumda, davacının ulaşmak istediği halde ulaşamadığını belirttiği bir belgenin veya bilginin olduğundan bahsedilemeyeceğinden uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken cezalı tarhiyatın kaldırılmasına hükmeden mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmadığı yönünde hüküm kurulmuştur.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 03/07/2019 tarih ve E:2019/559, K:2019/437 sayılı kararı ile; Danıştay Dördüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı hukuksal nedenlerle, davalının temyiz istemi kabul edilerek, yerel mahkemenin ısrar kararı bozulmuştur.
2-Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 03/07/2019 tarih ve E:2019/570, K:2019/467 sayılı kararı:
Yerel mahkeme, tarhiyatın dayanağı vergi inceleme raporunun atıfta bulunduğu vergi tekniği raporunun ihbarname ekinde tebliğ edilmemesinin esasa etkili bir şekil hatası olduğu ve davacının savunma hakkını kısıtladığı gerekçesiyle vergilendirmeyi kaldırmıştır.
Söz konusu karar, davalı idare tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 20/09/2018 tarih ve E:2016/11539, K:2018/7906 sayılı kararında; vergi tekniği raporu ihbarnameye bağlanarak davacıya tebliğ edilmemiş ise de ihbarnamenin tebliğinden itibaren dava açma süresi içinde vergilendirme işlemine karşı dava açılıp uyuşmazlık yargı merciine taşınarak idarenin bütün iddia ve işlemlerine karşı itiraz etme imkanının elde edildiği, davalı idarenin savunma dilekçesi ekinde vergi tekniği raporunun dava dosyasına sunulduğu, bu durumda, davacının ulaşmak istediği halde ulaşamadığı bir belgenin veya bilginin olduğundan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle, işin esası incelenerek karar verilmek üzere yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 03/07/2019 tarih ve E:2019/570, K:2019/467 sayılı kararı ile; Danıştay Dördüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı hukuksal nedenler ve Vergi Usul Kanunu’nun 108. maddesi düzenlemeleri temel alınarak davalının temyiz istemi kabul edilmiş, yerel mahkemenin ısrar kararı bozulmuştur.
3-Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 19/02/2020 tarih ve E:2020/9, K:2020/2 sayılı kararı:
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun bu kararı, konu hakkındaki bölge idare mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın giderilmesi istemi sonucu verilmiştir. İstemde bulunan Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulu’dur.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 19/02/2020 tarih ve E:2020/9, K:2020/2 sayılı kararı ile; davacılar adına yapılan tarhiyatların kaldırılması istemiyle açılan davalarda bölge idare mahkemesi dava daireleri arasındaki karar aykırılığının, davacılar adına düzenlenen vergi inceleme raporunun ve/veya vergi tekniği raporunun ihbarname ekinde tebliğ edilmemesinin esasa etkili bir şekil hatası oluşturmadığı ve hakkaniyete uygun yargılanma hakkını ihlal etmediği yönünde giderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
Sonuç olarak, yukarıda açıklanan Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun vermiş olduğu kararlarla; vergi inceleme veya vergi tekniği raporunun ihbarname ekinde tebliğ edilmemesinin tarhiyata etkisi bulunmadığı yönündeki yargısal görüşün istikrar kazandığını söylemek mümkündür.